Bakırlıoğlu'ndan Meclis'te Sert Konuşma: “Zulmünüz artsın ki tez zeval olun!”

Bakırlıoğlu'ndan Meclis'te Sert Konuşma: “Zulmünüz artsın ki tez zeval olun!” CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda en düşük emekli maaşının 16.881 liraya çıkarılmasını...

Bakırlıoğlu'ndan Meclis'te Sert Konuşma: “Zulmünüz artsın ki tez zeval olun!”

Bakırlıoğlu'ndan Meclis'te Sert Konuşma: “Zulmünüz artsın ki tez zeval olun!”

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda en düşük emekli maaşının 16.881 liraya çıkarılmasını öngören kanun teklifi üzerine yaptığı konuşmada, hem iktidarın ekonomi politikalarını hem de son dönemde muhalefet belediyelerine yönelik operasyonları sert bir dille eleştirdi.

Konuşmasına enflasyon rakamlarına değinerek başlayan Bakırlıoğlu, “Haziran ayında TÜİK, yani Tayyip Erdoğan’ı üzmeyen istatistik kurumu verileri açıkladı. Memur ve emekli zam oranları yüzde 15-16 bandında kaldı. Oysa açlık sınırı 26 bini, yoksulluk sınırı 80 bini geçmiş durumda. Bu maaşlarla emekliler açlığa mahkum ediliyor” dedi.

Komisyonda CHP’nin en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılması yönündeki önerisinin reddedildiğini hatırlatan Bakırlıoğlu, “2002 yılında emekli maaşı asgari ücretin üzerindeydi, bugün bunun çok altında. Emeklinin milli gelirden aldığı pay yıllar içinde düştü. Emekli sayısı artsa da payı azalıyor. Bu ülke büyürken emekli küçülüyor” ifadelerini kullandı.

“Türkiye'de, Hukukun Üstünlüğünde Her Geri Gidişimizde Emeklilerin Milli Gelirden Aldığı Pay Azalmakta”

Ekonomik adaletsizlik ile hukuk düzeni arasındaki ilişkiye dikkat çeken Bakırlıoğlu, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü endeksindeki gerilemesiyle emeklilerin milli gelirden aldığı pay arasında yüzde 91 oranında korelasyon olduğunu belirterek, “Hukukun üstünlüğü ekmek demektir, adalet zenginliktir. Grafikte mavi olan kısımlar, emekli maaşlarının toplam ödenen emekli maaşlarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranını belirtmekte. Neymiş? 2016 yılında emeklilerin millî gelirden aldığı pay yüzde 7'ymiş. Zaman içerisinde düşmüş; 2020 yılında yüzde 6,8'e düşmüş, daha sonra yüzde 5,5, yüzde 4,4 2022 yılında, 2023 yılında EYT'nin çıkmasıyla beraber, emekli sayısında artışla beraber 6,1'e kadar çıkmış. Ancak, baktığımız zaman, 2020 yılında 6,8'miş 2024 yılında 6,1. Emekli sayısı yüzde 25 artmış olmasına rağmen emeklin millî gelirden aldığı pay azalmış, emeklimiz millî gelirden payı azalıyor yıllar içerisinde. Türkiye'nin Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ndeki 2015 yılında 80'inciymiş. 2018'de 101, 107, 109, en son 117. Ben istatistik mezunuyum, bunun korelasyonunu yaptım, yüzde 91 ilişki var, 0,9'luk bir ilişki var yani neredeyse 1'e yakın bir ilişki var, çok ciddi bir ilişki var. Bize bu grafik şunu söylüyor, diyor ki: Ülkede, Türkiye'de, hukukun üstünlüğünde her geri gidişimizde emeklilerin millî gelirden aldığı pay azalmakta. Yani neymiş? Hukukun üstünlüğü ekmek demekmiş, adalet kavramı ekmek demekmiş, zenginlik demekmiş. Bir memleket düşünün bu memlekette en büyük şehrin belediye başkanı, Cumhurbaşkanı adayı, hukuksuzca, gizli tanık beyanlarıyla insanlara şantaj yaparak alınan beyanlarla, itiraflarla tutuklanıyorsa mal varlığına el konuluyorsa, otuz bir yıl önce almış olduğu diplomasına el konuluyorsa o memlekette emekli fakirdir arkadaşlar, o memlekette emekçi fakirdir, fakir olmaya mahkûmdur. Bir memlekette iktidar, sırf iktidarda kalmak için muhalefetin adaylarını telef etme derdine düştüyse, hukuku kullanarak rakiplerini yarışın dışına itmeye kalkıyorsa, muhalefeti dizayn etmeye kalkarsa o memlekette refah olmaz, zenginlik olmaz. Bir memlekette neredeyse her hafta sonu operasyonlar yapılıyorsa, belediye başkanları sabahın 5'inde gözaltına alınıyorsa, tutuklanıyorsa, hukuk kaldırıldıysa, devlet hukuk devleti olmak vasfını kaybettiyse, demokrasi rafa kaldırıldıysa, egemenlik el değiştirildiyse, egemenlik milletin elinden alınıp saraya verildiyse o memlekette emekli açlığa mahkûmdur arkadaşlar. Emekli kardeşlerimiz bugün açsa bunun sebebi işte bu hukuksuz uygulamalardır” dedi.

 

“Muhalefete karşı açık bir sindirme operasyonu yürütülüyor”

Bakırlıoğlu, konuşmasında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’ye yönelik operasyonları “hukuksuzluk” olarak nitelendirdi. “32 yıldır Antalya’ya hizmet eden Muhittin Böcek, sadece bir itirafçının adı bile geçmeyen ifadesiyle tutuklandı” diyen Bakırlıoğlu, Karalar’ın da 10 yıl öncesine ait iddialarla delilsiz şekilde tutuklandığını söyledi. Tutdere hakkında ise “Adıyaman'ı o gariban şehri devlet unuttu. Unutmayan bir kişi vardı, Abdurrahman Tutdere, o da bugün şu anda rüşvet aldığı iddiasıyla ev hapsinde. Yazıktır arkadaşlar, gerçekten yazıktır, böyle bir şey olmaz. Belge var mı? Yok. Herhangi bir delil var mı? Yok. “ dedi.

 “Bu adaletsizlik vicdanları sızlatıyor

Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve eski akademisyen Ahmet Özer’e yönelik uygulamalara da değinen CHP’li vekil, “Suçları ne? Kürtlerin batıda temsil edilmesi mi, yoksa yıllar önce bir telefon görüşmesi mi? Aynı kişiyle yemek yiyen biri Meclis’te milletvekili, Ahmet Özer ise tutuklu” diye konuştu.

“Biz adil yargı istiyoruz”

“Biz kimse yargılanmasın demiyoruz. Ama bu şekilde gizli tanıklarla, şantajla, iftirayla yapılan yargılama adil değildir” ifadelerini kullanan Bakırlıoğlu, geçmişte yaşanan kumpas davaları hatırlatarak, “Aynı senaryolar tekrar ediliyor. O günün savcısı Zekeriya Öz'e zırhlı araç verip heykelini dikmeye kalktınız. Bugün de yeni Zekeriya Öz’leri özel villalarda yaşatıyorsunuz” diyerek tepkisini dile getirdi. Bakırlıoğlu, “Bize hukuktan bahsetmeyin! Zulmediyorsunuz! Bir söz var: ‘Zulmün artsın ki tez zeval olasın!’” sözleriyle bitirdi.